KAÇKAR DAĞI
MİLLİ PARKI
51.500 hektar alanı kaplayan Kaçkar Dağları 1994 yılında milli park ilan edilmiştir. Milli parkın büyük bir bölümü Rize ili Çamlıhemşin ilçesi sınırları içinde, küçük bir bölümü de Artvin ili Yusufeli ilçesi sınırları içinde kalmaktadır.
Dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan ve sadece bu dağlarda bulunan birçok sayıdaki ender bitki ve kelebek türünden dolayı Kaçkar Dağları Milli Parkı çok özeldir. Yaban hayatının görülmesi oldukça zordur; ağaç sınırı üzerinde bir dağ horozu ya da şelalede su içen bir ayı görebilmek için oldukça sabırlı ve şanslı olmanız gerekir.
Milli parkın kalbinde ise enfes alanlar bulunur. Yüksek dağ zirveleri, çayırlar, duru göller ve sık ormanlar - hepsi çok özel alanlardır ve herkesin tadına varabilmesi için siz ziyaretçileri beklemektedir.
Kaçkar Dağlarının batısındaki Fırtına Deresi ve doğusundaki Hemşin Deresi zengin bir flora ile kaplıdır. Bu bitki örtüsü karstik flora özelliğinde olup gerek alt flora gerekse üst flora endemik türleri içermektedir. Türkiye'de orman güllerinin 3000 metreye ulaştığı tek yer burasıdır.
Ülkemizde Pleistosan'e ait buzul izleriyle beraber aktüel buzlaşmanın birlikte görüldüğü ender yerlerden birisi de Kaçkar Dağları'dır. Bu sahada birçok buzullarla birlikte; buzul gölleri, buzul vadileri, sirkler ve mazeler bulunmaktadır.
Fauna açısından da zengin olan Kaçkar Dağları'nda kurt, ayı, domuz, tilki, karaca, yaban keçisi, geyik, sansar, çakal, dağ horozu, kafkas semenderi, vb. türler bulunmaktadır.
Kaçkar Dağlarından yükseltinin kısa mesafede artması yaylacılık etkinliklerine bağlı bir takım yayla yerleşim alanlarının ortaya çıkmasına yol açmış, böylece Kaçkar Dağlarında ayrıca yayla yaşam kültürü ve sosyal yaşantısı artı bir değer olarak ön plana çıkmıştır.
Milli parka yapmış olduğunuz ziyareti daha zevkli hale getirmek, parkı ve parkta yaşayanları korumak için lütfen aşağıdaki basit kurallara uyunuz:
• Lütfen çöpünüzü yanınızda götürünüz;
• Başkalarının da görebilmesi için dağ çiçeklerine zarar vermeyiniz ve yaban hayatını rahatsız etmeyiniz;
• Eğer parkı araçla ziyaret ediyorsanız, aracınızı dikkatli sürünüz ve düzenli park ediniz;
• Ateş ya da mangal yakmayınız.
KÜLTÜR VE FOLKLÖR
Yaylacılık tüm Doğu Karadeniz’de olduğu gibi Çamlıhemşin’de de geçmişten günümüze kadar ulaşan ekonomik bir etkinliktir. Son yıllarda toplumun ekonomik ve sosyal değişimlerinin de etkisiyle yeni geçim kaynaklarının bulunması ve göç nedeniyle yaylacılık, ekonomik bir aktiviteden sosyal ve turistik bir etkinliğe dönmüştür. Bu sürece bağlı olarak geleneksel yayla biçimleri de tamamen olmasa da şekil değiştirerek yeni bir tatil (rekreasyon) biçimine dönüşmüştür. Ancak eski geleneksel yaylacılık bir bölüm Hemşin’li tarafından sürdürülmekte ve yaylacılığı bir tatil etkinliği olarak sürdürenler de bu sürece dinlenme amacıyla belli süreler için eşlik etmektedirler. Yaylacılık geleneği çeşitli aşamalardan oluşmaktadır.
Yayla göçü öncesi yapılan çalışmalar mevsimsel durumla çok ilgili bulunmaktadır. Çıkılacak yayla ve civarındaki meraların hayvan otlatmaya uygun olup olmadığına karar vermek üzere öncelikle yaylaya bir temsilci gönderilir ve kişinin vereceği rapora göre göçün başlangıç tarihi belirlenir. Günümüzde çoğu yaylaya araç yolu ulaştığı için çok zaman durum tespiti göçe çıkacak kişilerce de kolaylıkla yapılmaktadır. Yaylaya çıkış zamanı, genellikle çıkılacak olan yaylanın yüksekliğine bağlı olarak değişmekle birlikte Kaçkar Dağları’nda bulunan yaylalar için 15 Nisan tarihinden itibaren başlamaktadır. Ancak son 25 yıldır özellikle sahil kesimlerinden gelen insanların yayla çıkış zamanları bir başka ekonomik uğraşı olan çayın ilk sürgününün satılmasının ardından başlamakta ve buna göre yaylaya çıkışlar 20-25 Mayısa kadar uzayabilmektedir. Alçak yaylalarda 1-2 haftalık kalıştan sonra, daha yüksekteki meraların yeteri ölçüde ot tutmalarının ardından yüksek yaylalara çıkılır. Araba yolu olan yaylalarda göç eskisi gibi toplu halde çalgılı oyunlu değil, kamyonetlerle yapılmaktadır. Yüksek yaylalarda yerel halkın “göç kovan” ya da “vargit” adını verdikleri acı çiğdemlerin (Colchicum speciosum) açması ise geri dönüş işareti sayılmaktadır. Artık havalar yeteri kadar soğumuştur ve tekrar alçak yaylalara ya da köye dönüş zamanı gelmiştir. Ancak dönüş vaktini belirleyen etmenlerin başında çocukların okul açılış tarihleri gelmektedir. Bu yüzden yaylalarda son günlere kadar hep yaşlılar kalmaktadır. Yüksek yaylalardan dönüş, Ekim ayı ortalarını bulmaktadır.
Yayla halkı eskiden yayla göçlerinin ve dönüşlerinin topluca yapılan, yıl boyu beklenen bir şölen olduğunu, sığırların süslendiğini, insanların en güzel yayla giysilerini giydiklerini anlatmaktadırlar. Ancak günümüzde benzeri özel törenlerin artık olmadığı söylenmektedir.
Yayla Yaşamı
Yaylada göze çarpan belirli bir işbölümü olmasına rağmen Karadeniz’in diğer yörelerinde olduğu gibi günlük işlerin ağırlıklı bölümü kadınlar tarafından yapılmaktadır. Evin tüm işleri (yemek, temizlik ve çamaşır yıkama) ve sığırların sağımı ve bakımı kadınlara aittir. Çoğunlukla kadınlar aynı zamanda elde edilen sütü işleyerek yağ, peynir, çökelek gibi süt ürünlerinin üretilmesi işini de üstlenmişlerdir. Erkekler ve çocuklar daha çok hayvanların otlağa yayılması ve akşam geri getirilmesinden ve yayla evlerinin bakımından, onarımından sorumludur. Bazen sağım işlerine de yardım etmektedirler. Hayvanı olmayan yayla sakinlerinin erkekleri ise yayla kıraathanesinde zaman geçirmektedirler. Akşam saatleri ise, hava şartlarının izin verdiği ölçüde eğlence ve horonla geçirilmektedir.
Yaylada özellikle de orman üstünde bulunan yaylalarda yakıt önemli bir sorun durumundadır. Tüpgaz, yemek pişirme için kullanılmakla birlikte ısınmak için çevrede bulunan orman güllerinden ya da ormanlardan faydalanılmaktadır. Yüksek yaylaların çoğunda ise “tezek” halen en geçerli yakıt olma özelliğini korumaktadır. Sıraköy, Ortaköy, Ortaklar, Palovit, Tirovit, Hacıvanak, Hastaf, Dübe, Amlakit, Yukarı Kavron, Apivanak, Verçenik ve Başyayla gibi yerleşimlerde tezek kullanılmaktadır. Ancak tezek temel enerji kaynağı durumunda değildir. Kırsal yerleşmelerin temel özelliklerinden olan doğal kaynaklara bağımlılık, çalışma alanında en fazla orman kaynakları üzerinde baskı ögesi olmaktadır. Orman içi yerleşimlerde ormana olan baskılar orman sınırının hemen üzerindeki yaylalarda ormangülü topluluklarına yönelmiştir. Aşırı odun tüketimi alanda yerleşik kuş topluluklarından olan ur keklik ve dağ horozu habitatlarına büyük zararlar vermektedir. Orman güllerinin aşırı kesimi aynı zamanda çığ oluşumlarını da kolaylaştırmaktadır.
Giyim Kuşam Özellikleri
Hemşin Yöresi kadın giysileri, zamanla içerisinde farklı çizgiler kazanmış olmakla birlikte temel özelliklerini yakın yıllara kadar korumuştur. Dizlik, gömlek (köynek), bellik (etek), yelek, önlük (koknoç), horosan kuşağı, puşi, ve gön (çarık)’den oluşan geleneksel giyim artık neredeyse terkedilmiş ve sadece “baş bağlama” değişmeden günümüze ulaşabilmiştir. Araştırma alanında aslında değişen zaman ve kent kültürünün yaygınlaşması yöresel giyimin yerini almıştır. Ancak Hemşin Halkında en özgün süs donanımı kadınların başlarında görülen “puşi” ya da “şay (şar)” adı verilen ipek şaldır. Bu şallar İran kökenli bir örtüdür ve siyah zemin üzerine sarı ya da kırmızı benekli bir deseni vardır. Bu baş donanımı Hemşin kökenli kadınların iş zamanı dışında kullandığı bir donanımdır.
Ayrıca gurbette olan Çamlıhemşinli bayanlar yöreye geldiklerinde genci yaşlısı modern giysilerinin üstüne hemen bu şaldan başlık bağlamakta ve eski geleneği yaşatmaktadırlar. Bu şallar ve bağlama şekli Çamlıhemşin’de turistlerin en fazla ilgi gösterdikleri hediyelik eşya konumundadır. Erkek giyiminde ise herhangi bir geleneksel yerel giysi bulunmamaktadır.
Yöresel El Sanatları
Çalışma alanının içinde bulunduğu yöre, özellikle dokuma, marangozluk ve taş işliği ile tanınan bir bölgedir. Ayrıca çeşitli amaçlar için değişik şekillerde sepet üretimi de kayda değer bir el sanatı ürünüdür.Yerel kaynaklardan elde edilen yün, eğirildikten sonra özellikle şal, peştamal, atkı, eldiven, patik ve en yaygın olarak da çorap örmek için kullanılmaktadır. Alanda üretilen çorapların en geleneksel olanı ise keçi kılından yapılan uzun, dizaltı çoraplardır. Bu çorapların kar tutmaması ve ıslanmaması, kullanımda büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Çorap ve patiklerin örülmesinde ise özel siparişler dışında “orlon iplik” kullanılmakta ancak geleneksel desenler tüm ürünlerde korunmaktadır.
Yusufeli-Yaylalar Köyü’nde ise eskiden koyun yününden eğirilerek elde edilen ipliklerin el tezgahlarında dokunmasıyla elde edilen kumaşlardan ceket, pantolon yapıldığı söylenmektedir. Hatta Çoruh Nehri kıyılarında şimdi pirinç tarlası olarak kullanılan alanlarda pamuk ekildiği, aynı zamanda ipek böcekçiliği de yapıldığı bilinmektedir. O dönemlerde Peterek Köyü’nde “kuy” adı verilen ilkel dokuma tezgahlarında ipek ve çok ince eğrilmiş pamuk iplikten oluşan “kecili leçek” adı verilen bir tür kumaş üretilmekteymiş. Yine Yusufeli köylerinde çok ince eğrilmiş saf yünden yapılmış “erham” adı verilen kumaşın son derece rağbet gördüğü ve düğünlerde şal ya da baş örtü olarak kullanıldığı bugün bile anlatılmaktadır
Zilkale:
Dört katlı olduğu duvardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. Duvarlar üzerinde güneydoğu (vadi) yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. Duvarlar içerisinde dikey uzanan boru yuvaları belki de kapanmış sarnıçlara su akıtıyordu.
Kalenin kesin yapılış tarihini belirtecek veriler yoktur. Mimari unsurlar da buna olanak vermemektedir. Bu yer kalenin Trabzon Komnenosları zamanında (14-15. yüzyıl) yerel derebeyleri tarafından yapılmış olabileceğini belirtmektedir. Bu konuda Sinclair (1989), kalenin ortaçağa veya Osmanlı periyoduna ait olduğunu bildirmektedir.
Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kale kullanılmaya devam etmiştir. 16. yüzyıl başlarında hazırlanan tahrir defterinde kalenin adı Kale-i Zir (Aşağı Kale) olarak geçmektedir.
İç kalede bu kule yakınındaki yıkıntılar ve kaçak kazı yerlerinden iki el topu bulunarak Trabzon Müzesi'ne getirilmiştir. Bulunan iki el topu 1979 yılında Trabzon Müzesi'ne 440 (79-1-1) ve 441 (79-1-2) numaralarla envantere kayıt edilmiştir. Pirinçten döküm olarak yapılmış ve birbirinin benzeri olan topların uzunlukları 26 cm namlu iç çapları ise 4-4.5 cm’dir. Gövde üzerinde arkada ateşleme deliği bulunmaktadır. 441 nolu topun gövdesi ve namlusu üzerinde yedi süs halkası bulunmaktadır. Bu toplar Osmanlı dönemine tarihlendirilmektedir.
Kale ve kurulu olduğu alan Kültür Bakanlığı tarafından “1. Derece Arkeolojik Sit” olarak ilan edilmiştir.
Kale-i Balâ (Yukarı Kale, Varoş Kale):
Literatürde Varoş Kale adı ile de anılan kale, Hisarcık Köyü sınırlarında, Çamlıhemşin İlçesi’nden yaklaşık 40 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Eski dönemlerde çevresinde bazı kışlakların yer aldığı Kale-i Balâ, Tatos Geçidi yakınlarında Fırtına Deresi Vadisi’ne hakim tepede kurulmuştur. Mimarisi ve işçiliği kalenin Zir Kale ile aynı dönemde yapıldığını vurgulamaktadır. Sinclair (1989); kaleyi ortaçağ dönemi yapısı olarak nitelendirmekte ancak ait olduğu kültür hakkında bilgi vermemektedir.
Ortalama uzunluğu 70 m, genişliği 40 m olan yapı, dikdörtgen tabanına sahip, batısı dere tabanına bakan yamaç, doğu,güney ve kuzeyi sarp kayalık bir arazi üzerindedir. Giriş kapısı kuzeybatıdadır (Sinclair, 1989). Bugünkü durumu harabe olan kalenin duvar kalınlıkları 0,5-1,5 metre arasındadır. Kayıtlara göre Kale-i Balâ, 16. yy. başlarında yaklaşık 40 askerin görev yaptığı bir nokta konumunda bulunmaktaydı.
Yukarı Kale (Kale-i Balâ) çalışma alanında yer alan iki adet 1. Derece Arkeolojik Sit Alanından biridir.
Elevit Kalıntıları:
Çalışma alanı içerisinde Elevit Yaylası’nın hemen yukarı bölümlerinde bir kilise olduğu rivayet edilmektedir. Halk bu bölümden “kilise mevkii” adıyla söz etmektedir. Kurulu olduğu bölümde bir su kaynağı ve çok az miktarda kesme taşlar bulunmaktadır. Hemen alt bölümünde ise tarım yapıldığı izlenimi veren teraslar bugün bile belirgindir. Konumsal olarak değerlendirildiğinde aynı anda Tirovit, Hacıvanak ve bunların birleşip devam ettiği Elevit vadilerinin üçünü birden gören hakim bir noktadadır. Ayrıca kimi kaynaklar Elevit Yaylası’nda ünlü bir manastırdan söz etmektedir.Aziz Haçik Manastırı muhtemelen Haçivanak (vanak: yerleşim,yayla) Yaylası’na da adını vermiştir. Başka bir kaynak ise Haçıvanak (Haçevanak) adının “küçük haç manastırı” olarak açıklamaktadır. Ancak yerel halk “vanak” kelimesini toplu yerleşim yerlerini tanımlamak için örneğin “bizim vanak yüz evden oluşur” şeklinde kullanmaktadırlar.
Şenköy Camisi:
Son derece eğimli bir arazide yapılmıştır. İki katlı bir camidir. Zemin kat taş duvarlı, esas kat bütünüyle ahşaptır. Geniş saçaklı olan caminin dört omuzlu kiremit kaplı bir çatısı vardır. Yaklaşık olarak 6.5 m x 5.5 m boyutlarındaki caminin zemin katı zamanında medrese-mektep olarak kullanılıyordu. Ahşap süsleme sadece mahfil korkuluğunda ve minberde görülür. Nakış ve kalem işi süslemeler sadedir. Cami 1900 yılında köy halkı tarafından yapılmıştır.
Şenyuva Güney Mahalle Camisi
Çalıma alanının hemen dışındaki Şenyuva Köyünde bulunmaktadır. Eğimli bir arazide kurulmuş, iki katlı, kesme taş duvarlı, kırma çatılı bir yapıdır. 19. Yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Zemin kat medresedir ve ahşap olarak bölüntülere sahiptir. Girişin üzerinde ahşap mahfil yer alır. Cami süsleme bakımından zengin değildir. Kesin yapılış tarihi bilinmiyor. Batı tarafındaki çeşme üzerinde 1309 (1891) tarihi okunmaktadır. Cami de bu yıllarda yapılmış olmalıdır.
Ülküköy Koç Heykeli:
Bu heykel çalışma alanı yakınlarında bulunan Çamlıhemşin İlçesi Ülküköy Camialtı Mahallesinde eski mezarlık mevkisinde 3 parça halinde (kırık) bulunmuştur. Yaklaşık 1.30 m uzunluğunda 45 cm yüksekliğindedir. Geçtiğimiz yıllarda Rize Müzesi’ne getirilerek 201 numara ile envantere kaydedilmiş ve bahçede sergilenmeye başlanmıştır. Ancak burada heykelin kafa bölümü bulunmamaktadır. At koyun ve koç heykelleri Orta Asya kaynaklıdır. İslam öncesi dönemde Türkler tarafından mezartaşı olarak kullanılmıştır. Bu gelenek İslami dönemde de devam etmiştir.
Şenyuva Köprüsü
Milli parkın girişine 7 km mesafede bulunmaktadır. Eski adıyla Cinciva Köprüsü bölgenin yaygın taş köprülerinin en büyüklerinden birisidir. Tek bir kemerle Fırtına Deresi geçilmiştir. Ayrıca korkuluk duvarı tamir edilerek üzerine demir bir kısım eklenmiştir. Köyün yaşlı kişileri köprünün 1699 tarihli bir kitabesinin 1946 yılındaki selde kaybolduğunu belirtmektedirler. Bu bilgiye göre yapı bölgenin en eski köprülerinden biridir. Batı ayağının kaynak (menba) yönünden bir koruma duvarı bulunmaktadır. Kuzeybatı tarafında ise eski bir mezarlık vardır. Bu mezarlıkta sanat değeri yüksek eski mezar taşları bulunmaktadır.
Çat Köprüsü:
Milli parkın içinde Çamlıhemşin bölümündeki tek kemer köprüdür. Çat-Elevit yolu 2. km üzerinde bulunmaktadır. Yapılış tarihi hakkında bilgi yoktur. Ancak en az yüz yıllık olduğu tahmin edilmektedir
Geleneksel Mimari ve Konaklar:
Çamlıhemşin ve civar yerleşimlerde bulunan tarihi konaklar son derece önemli bir kültürel miras olarak dikkati çekmektedir. Özellikle Konaklar (Makrevis) Mahallesinde bulunan bu evler oldukça etkileyici ve sağlam bir durumda bulunmaktadır. 1.Dünya Savaşından önce Rusya’da kazanılan paralarla inşa edilen bu konakların temel özelliği dış cephelerde ağırlıklı olarak taş malzeme kullanılarak yapılması ve bu malzemenin iç mekanda yerini tamamen ahşaba bırakmasıdır.
Bazı konaklarda alt katta tamamen taş kullanılıp üzerine dolma taş tekniği ile ahşap-taş bileşimi oturtulmuş, kimi konaklarda da üst katlar boğaz geçme tekniği ile tamamen ahşaptan yapılmıştır. Ancak bu evlerin mutfak bölümlerinde kemerli taş ocaklar inşa edilmiştir. Büyük konaklarda ise her odada ayrıca duşluk ve çok güzel taş işlemeli şömineler görülmektedir. Böyle büyük konakların alt katında ise çok güzel inşa edilmiş at ve inek ahırları vardır. Bu bölümlerin tavan ve duvarlarının genelde eski tip pres tuğla ya da taş ile kaplı olduğu görülmektedir.
Yaylalar Köprüsü:
Çalışma alanının bir bölümünü oluşturan Yusufeli Yaylalar Köyü içerisinde bulunan bu tarihi kemer köprünün kitabesi bulunmadığı için kesin yapılış tarihi bilinmiyor. Ancak yörede yaygın olarak bulunan köprülere olan benzerliği nedeniyle XVIII. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir.
Yaylalar Köyü Camisi:
Onarım kitabesine göre yapı, 1891 yılında yenilenmiştir. Böylece yapının bu tarihten önce inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak özgün durumu ile ilgili bir tarih yada kayıt bulunamamıştır. Zaman içerisinde çığ ve diğer nedenlerle oluşan problemler nedeniyle köylülerce çeşitli tamiratlar yapılmakta olan cami ibadete açık bulunmaktadır.
Bostancı (Utav) Kalesi:
Yusufeli İlçesi’ne 19 km, milli park sınırına ise yaklaşık 40 km mesafedeki Bostancı Köyü yakınında som kaya bloku üzerinde bulunmaktadır. Bu eserle ilgili herhangi bir yazılı kaynağa ulaşılamamıştır. Ancak tipi itibariyle bir ortaçağ yapısı olmalıdır. Bulunduğu yer ve büyüklüğü değerlendirildiğinde bir kaleden çok gözetleme işlevi gören bir karakol olduğu düşünülmektedir (Şekil 25). Bu kale dışında Yusufeli İlçesine 5 km uzaklıkta Bahçeli (Kisporat) Köyü yakınında bir kale daha bulunmaktadır. Ancak bu yapı ile ilgili bir bilgi elde edilememiştir.
Altıparmak (Barhal) Kilisesi:Artvin’de bulunan en önemli tarihi eserlerden biridir. Manastır, Kaçkar Dağları Milli Parkı ve aynı zamanda araştırma alanı güney doğu bölümünü oluşturan Altıparmak (Barhal) Vadisi içerisindeki Parhal Köyü’ndedir. Milli park alanına 24 km mesafede, Yusufeli İlçe Merkezine ise yaklaşık 35 km uzaklıktadır.
973 tarihinde yazıldığı bilinen Parhal İncili’ne göre manastır, Bagratlı Krallarından II. Bagrat Döneminde (958-994) inşa edilmiştir. Büyük Aleksandr zamanında (1412-1442) kilisenin güney cephesine kapı sundurması eklenmiştir. Yine kilisenin çeşitli kitabelerine göre yapı, XV. yüzyılda ve ardından tahminen 1518 yılında tamirat geçirmiştir. Yapı halen köylülerce cami olarak kullanılmaktadır.
Palovit Şelalesi: Palovit vadisi ve şelalesi hem su ögelerinin yoğun olduğu hem de bozulmamış orman ekosisteminin kapladığı alanlar da yoğun taleple karşı karşıya kalmaktadır.
Anıt Şimşir Ormanı:
Milli parkın en önemli doğal miraslarından biri olan şimşir meşcereleri Meydancık köyü yanında bulunur. Türkiye'de şimşir ağaçlarının orman yaptığı nadir alanlardan biridir. Fakat kaçak kesimle karşı karşıyadır. 2001 yılında 300 kadar ağaç kaçak olarak buradan kesilmiştir.
Zirve Tırmanışları:
Kaçkar Dağları zirve tırmanışları için sadece ulusal değil uluslar arası tanınan bir yöredir. Alan, Avustralya’dan Çek Cumhuriyetine ve Amerika’dan İsrail’e kadar çok değişik coğrafya ve ülkeden ziyaretçi çekmektedir. Özellikle İsrail vatandaşlarının yoğun ilgisi görülmektedir. Sadece Kaçkar ve Verçenik gibi zirvelere çıkışlar yapıldığı gibi, trans-kaçkar (Güney) rotasının bir bölümü olarak da Kaçkar zirvesine çıkılabilmektedir. Kaçkar Zirvesine Kuzeyden çıkmak isteyen dağcıların yaygın olarak buzul çıkışı yaptıkları da gözlenmektedir. Ancak alanın en önemli kaynak değerlerinin başında olan buzullar, en azından buzul çivisi vb olumsuz fiziki etkilerden korunması gerekmektedir.
Doğa Yürüyüşleri (Trekking/Hiking):
Milli park içinde yapılan en yaygın etkinliktir. Dağları, zirveleri, çayırları, çiçekleri, buzul gölleri, yaylaları, yaban hayatı ve daha nice özelliğiyle Kaçkar Dağları Milli Parkı eşsiz bir yürüyüş zevki sunar. Milli park ve çevresinde çeşitli zorluklarda, uzunluklarda onlarca rota bulunmaktadır. Milli park içinde yaşayan ve tüm rotaları çok iyi bilen bir çok insan dağ rehberliği ve trekking rehberliği yapmaktadır. Yoğun sis nedeniyle kaybolma, kazalar ve benzeri konular sebebiyle ehber almak ziyaretçilerin faydasına olacak ve bu alanın her zaman sahibi olan yerel halka gelir kaynağı olacaktır. Aynı zamanda yerel halk eşyalarınızı ve çantalarınızı yürüyüşleriniz esnasında taşımak için trekkingciler için katırcılık hizmeti de vermektedir
Rafting:
Rafting sporu milli park sınırları içinde yapılmıyor olsa da milli parka yakın ve milli parka ulaşırken geçmekte olunan Yusufeli ve İspir ilçelerinde yapılmaktadır. Bu iki ilçeden geçen Çoruh Nehri dünyanın en iyi üçüncü rafting parkuru olmakla beraber 1993 yılında dünya rafting şampiyonasına ev sahipliği yapmıştır. Erzurum İspir ilçesinde başlayan ve Yusufeli ilçesinden geçtikten sonra devam eden değişik zorluklarda uzun rafting parkurları mevcuttur. Özellikle ilkbahar aylarında karlar eridikten sonra suyun en bol olduğu zamanlarda bu nehir yerli ve yabancı bir çok rafting tutkununu ağırlar. Gerek İspir, gerekse de Yusufeli ilçesinde rafting rehberliği yapan gençler ve rafting hizmeti veren yerler bulunmaktadır. Ekstrem bir spor olduğu için rehberler eşliğinde yapılmalıdır.
Kanoculuk:
Fırtına deresini oluşturan Ayder Deresi ve özellikle Hemşin Deresi yüksek akımlı suları nedeniyle bu spora uygun durumdadır. Parkur istenirse, özellikle ilkbahar-yaz ortası dönemde, tüm Fırtına Deresi boyunca da kanoculuğa izin verecek yapıdadır. Özellikle Zil Kalesinin bulunduğu kanyon vadi hem yoldan uzak olması hem parkurun uzunluğu nedeniyle en uygun bölümdür. Bunun dışında milli park snırları dahilinde olmamakla beraber Yusufeli Barhal çayı ve İspir-Yusufeli ilçeleri arasında akan Çoruh nehri kanoculuk sporu için en uygun alanlardır. İlkbahar aylarında suyun en çoşkun zamanı olduğu için bu dönemlerde oldukça profesyonel kişiler tarafından yapılması gerekir. Her yıl mayıs ayında Yusufeli ilçesinde Barhal çayında uluslar arası bir kano yarışması yapılmaktadır. Aynı etkinlik Çoruh nehri üzerinde İspir ilçesinde de yapılmaktadır.
Foto - Safari:
Araştırma alanı ve Kaçkar Dağları, fotoğrafla ilgilenenler için olağanüstü görüntülerle doludur. Alan, aşağı bölümlerindeki akarsu, şelaleler, bitki örtüsü ve tarihi yapılarıyla, alpin zonu ve üzeri ise yaylalar, ilginç jeomorfolojik oluşumlar, buzul ve buzul gölleri ile bu konuda büyük bir potansiyele sahiptir. Özellikle Kito Yaylası, Sal-Pokut, Hazindak, Samistal, Amlakit yaylaları ve aralarındaki boyun noktaları, Çat Köyü üst bölümü, Palovit Vadisi, Tar Vadisi öncelikle sayılabilecek noktalardır. Bu yerlerin dışında özellikle alanı Güneybatı, Güney ve Doğudan bir duvar gibi çevreleyen Demirkapı Dağları, Dilek Dağları (Verçenik Tepe dahil), Kaçkar Dağları, Bulut Dağları ve Altıparmak Dağları ve silsileleri, olağanüstü bir görüntü oluştururlar.
Yayla Yaşamı ve At Biniciliği:
Ziyaretçilerin en fazla ilgi gösterdikleri hatta yabancı turistlerin bozulmamış kırsal yaşamın bütün unsurlarını yaşamak istedikleri çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Kaçkar Dağları üzerinde bulunan 50’ye yakın yaylanın hiç bozulmamış olan 15 kadarı (Samistal, Hazındak, Sal, Pokut vb) müze köyler olarak çok yüksek turistik rekreasyon potansiyeli göstermektedirler.
Piknik Olanakları:
Milli park ve yakın çevresinin en bildik en yaygın rekreasyonel etkinliği yoğun olarak Ayder çevresinde yapılan piknik faaliyetidir. Ayder içinde yaklaşık 5 Ha bir alanda 1974 yılında tesis edilen C sınıfı crman içi dinlenme alanı milli park ilanının ardından uygulamadan kaldırılmış ve aynı alan aynı işlevi yüklenerek günübirlik kullanım alanı olarak adlandırılmıştır. Ancak piknik için herhangi planlanmış bir alan ya da masa, sandalye, su, çöp vb hiçbir donatı bulunmamaktadır. Özellikle hafta sonları piknik yapan yüzlerce aile ya da grupların alanın her yerine düzensizce yayıldıkları ve sorun yaratacak ölçüde çevre kirliliği yaptıkları, daha önemlisi civarda bulunan ağaçları yakıt olarak kullandıkları görülmektedir. Günübirlik kullanıma açık bu alanla birlikte, Galerdüzü, Y.Kavron, Şenyuva ve Çat civarında bulunan bazı alanların en fazla rağbet gören bu etkinlik için planlamaya uygun olduğu düşünülmektedir. Bu tip alanlar çeşitli genişliklerde ve çok sayıda olmak üzere Elevit Yaylasına kadar dağılmış durumdadır.
Dağ Bisikleti Parkurları:
Milli parkın içinde çok yaygın olarak görülmese de son yıllarda artış gösteren bu etkinlik için, tüm araç yolları ve patikaların önemli bir bölümü uygunluk göstermektedir. Diğer çok sayıda rekreasyonel etkinlik yanında mevcut rotaların dışına çıkılmamak koşuluyla çevreye en az zarar veren bir doğa sporu olarak dikkati çekmektedir. Rotalar linkinde kırmızı ile işaretlenen “çok zor parkurlar” dışındaki tüm parkurun bu spora uygun olduğu söylenebilir.
Yaban Hayatı Gözlemciliği:
Dünyada önemli oranda rağbet gören yaban hayatı gözlemciliği yaygın olarak daha çok kuş, memeli ve botanik gözlemleri olarak ana ilgi gruplarına ayrılmaktadır. Özellikle kuş gözlemciği milyonlarca katılımcı ile dünyada en çok ilgi gören dal olarak yapılmakta ve turlar düzenlenmektedir. Ülkemizde de sayıları umulanın ötesinde hızla artmaktadır. Kaçkar Dağları ve çevresi ilgi gören üç konu için de açık laboratuvar niteliğindedir ve son yıllarda ağırlıklı olarak kuş gözlemcisini ve botanik turlarını ağırlamaktadır. Sürüngen ve çift yaşamlılarla ilgili ferdi ziyaretlerin de görüldüğü ancak bunların rekreasyondan çok araştırma amaçlı olduğu gözlenmiştir.
Kuş Gözlemciliği:
Milli park içerisinde yapılabilecek en iyi etkinliklerden biridir. Kaçkar Dağları evsahipliği yaptığı bir çok kuş türünden dolayı oldukça özel bir konuma sahiptir. orman ve alpin türler olmak üzere milli park içinde Türkiye'nin başka yerlerinde kolay kolay göremeyeceğiniz kuş türlerini kolaylıkla görebilirsiniz. Dağ horozu, sakallı akbaba, kara ağaçkakan, ur keklik, sürmeli dağ bülbülü, şakrak, kar serçesi görebileceğiniz türlerin başında gelir. Dağ horozu gibi bazı türleri görmek isterseniz oldukça sabırlı olmanız gerekir. Dağ horozu Türkiye'nin Doğu Karadeniz bölgesinde görülebilen ve Kafkasya'ya endemik bir türdür. türü gözlemlemek için en güzel aylar ilkbahar aylarıdır. Sabah çok erken saatlerde ya da akşam güneş battıktan sonra tür kolaylıkla orman gülleri ve alpin çayırlarının bulunduğu bölgelerde görülebilir. Türü gözlemlemek için Kaçkar Dağları milli parkının Yusufeli tarafı en uygun yerlerden biridir. Şakrak ve kara ağaçkakan gibi türleri ise Ayder, Çat ve çevresindeki sık ormanlık alanlarda gözlemleyebilirsiniz. Yine keklik içinde zirvelerde bulunan kayalıkları, yine sabah çok erken saatlerde seçmek zorundasınız.
Yayla Şenlikleri ve Boğa Güreşleri:
Milli parkta çok sayıda yayla şenliği yapılmakta, bunlardan Ayder Şenliklerinde ise boğa güreşleri de yer almaktadır. Galerdüzü mevkiinde yapılan bu şenlik binlerce kişilik katılımı ile özellikle yerel halk tarafından rağbet görmektedir.
Kaplıca Kullanımı:
Genelde tedavi amaçlı değerlendirilirse de yerel halk ve ziyaretçilerin büyük bölümünün kaplıcaya girdiği görülmekte, özellikle Trans-Kaçkar yapan grupların Ayder’e varışlarında kaplıcada yorgunluk attıkları gözlenmektedir.
Bilimsel Araştırmalar ve Eğitim Kampları:
Kaçkar Dağları Milli Parkı içerisinde çok çeşitli konularda bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Çok çeşitli ekosistemi ve habitatı barındıran çalışma alanında, 2000 yılından itibaren TÜBİTAK tarafından koordine edilen “Bilimsel Çevre Eğitimi” adlı eğitim projesi yürütülmektedir. Altı yıldır devam eden ve üniversite öğrencilerine yönelik yapılan kursa şimdiye kadar 120 öğrenci ve 21 profesyonel turist rehberi katılmıştır.
Ayder Yaylası:
Ayder yerleşimi bir yayla olarak tanımlansa da aslında bir mezradır. Mezralar; yaylalardan daha alçakta bulunan, yaz başında yaylalara çıkarken ve sonbaharda yaylalardan dönerken bir süre konaklanılan ve bu süre içinde hayvanlara yem sağlanan ve dinlenilen bir ara basamak yerleşmeleridir. Ancak eskinin uzun süren yayla göçleri günümüzde neredeyse tüm yaylalara araç yollarının ulaşması ile mezralar fonksiyonunu büyük ölçüde yitirmiş, hatta mezra kelimesi bile kullanılmaz olmuştur. İşte aslında bu kapsamdaki mezralardan biri olan Ayder, doğal kaynakları ve termal olanakları ile son 35 yılın Doğu Karadeniz’in en popüler yöresi konumundadır ve uygulamada yayla olarak adlandırılmaktadır.
Ayder yaylası 1200 m ile 1300 m rakımları arasında konumlanmış, yaklaşık 44 Ha alanda yayılan ve Aşağı Ambarlık, Orta Ambarlık ve Yukarı Ambarlık olarak üç mahalleden oluşan geçici bir yerleşim yeridir.
Ayder Yaylası, Çamlıhemşin İlçesine 17 km’lik asfalt bir yolla bağlanmaktadır. Yaz döneminde sabit nüfus yaklaşık 1500 olarak tespit edilmiştir. Ancak günübirlik ziyaretçiler ve konaklamak üzere gelen turistler ile hareketli nüfusun 3-4 bin civarına yükseldiği hatta hafta sonları 5-6 binlere ulaştığı yetkililer tarafından dile getirilmiştir. Çoğunluğu ahşap, taş ahşap ve taş malzemeden inşa edilmiş 216 konut bulunmaktadır. Ancak yaklaşık 100 adet, briket ve betonarme, tek ya da çok katlı çoğunluğu otel olan bina mevcuttur. Yayla karakteri ile büyük bir zıtlık oluşturan ve görsel ve fiziki kaliteyi bozan bu görüntü tüm resmi koruma statülerine rağmen değiştirilememiştir.
Günümüzde bir turistik merkez niteliği kazanmış olan Ayder Yaylasında 29 belediye belgeli konaklama birimi bulunmaktadır. Bu otel ve pansiyonlar toplam 1000 yatak kapasitesine ulaşmıştır. Otel ve pansiyon sayısındaki bu çokluğun nedeni sadece turistik gezi değil, yıllardır tedavi amaçlı kullanılan kaplıcaların bu yayla içinde bulunması ile ilgilidir.
Aşağı Çeymakcur Yaylası:
Milli park sınırları içerisinde olan Aşağı Çeymakcur Yaylası, milli parkın kuzeydoğu sınırını oluşturan Palakcur Yaylasının hemen önündeki buzul vadisi tabanında 2050 m rakımda kurulmuştur ve 3 mahalleden oluşmaktadır. Çamlıhemşin İlçesine 25.5 km uzaklıktadır. Eski yıllarda 60 hane ve ortalama 6-10 kişi ile 500-600 olan yaz nüfusu günümüzde 40 kişiye kadar düşmüştür. Sağlam 42, yıkık 12 evin bulunduğu yaylada her yıl ortalama 15-16 ev kullanıma açılmaktadır. Bu evler genellikle taş-ahşap olup bir miktar ahşap konut bulunmaktadır. Ayrıca 3 adet tamamen taş kullanılarak yapılmış konut vardır. Yaylaya çıkış tarihleri Haziran ayının ilk haftasına rastlamaktadır. Yayladan inişler ise Ekim ayı ilk haftasında tamamlanmaktadır.
Yukarı Çeymakcur Yaylası:
Yukarı Çeymakcur Yaylası: Aşağı Çeymakcur’un 2.5 km güneydoğusunda 2250 m rakımda aynı vadi içerisinde kurulmuş bir yayladır. İki mahalleden oluşmuştur. Yaylaya araç yolu gelmemiştir. Aşağı Çeymakcur’a kadar gelen karayoluna 2.5 km, İlçe merkezine ise 28 km mesafededir. Aşağı Çeymakcur ile Yukarı Çeymakcur taşlardan yapılmış tarihi bir patika ile birbirine bağlanmaktadır.
Temmuz başı ile Eylül sonu arasında kullanılan yaylada 35 konut bulunmakta ancak bunlardan sadece 8-10 adedi kullanıma açılmaktadır ve bu nedenle nüfus 20 civarında kalmaktadır. Tamamı taş kaide üzerine kurulmuş ahşap evlerden oluşmaktadır.
Aşağı Kavron Yaylası:
Aynı zamanda milli park sınırları içerisinde bulunan ve en önemli buzul vadilerinden biri olan Kavron Vadisi’nin son bölümlerinde 1950-2000 m’ler arasında kurulmuş olan ve iki mahalleden oluşan Yayla, ilçe merkezine 26 km mesafededir. Kavron Yaylaları Yukarı Çamlıca, Kavak, Sırt, Yukarı Şimşirli, Güroluk ve Pazar-Akbucak Köylüleri tarafından kullanılmaktadır. Kışın meskun olmayan yaylada yaz nüfusu 70 civarında olmaktadır. Mayıs sonunda yaylaya çıkışlar başlamakta, Ekim ortasında ise yayladan inişler tamamlanmaktadır. Aşağı Kavron’da sağlam olarak 30 mesken bulunmakta ancak bunlardan sadece 11-12 kadarı kullanılmaktadır.
Konutlar ve hayvan barınakları Ahşap ve taş-ahşap malzemeden yapılmış olup tamamen taş malzemeli evler de mevcuttur. Yayladaki iki adet briket yapı vardır ve bunlardan biri yayla girişindeki kahvehanedir. Ancak 14 yıllık geçmişi olan bu yapı son sekiz yıldır kullanılmamaktadır.
Yukarı Kavron Yaylası:
Kavron Buzul Vadisi karşılıklı iki yamacı ve tabanında ortalama 2300 m rakımda kurulan ve ilçe merkezine 29 km mesafede olan bir yayladır. Bu yaylayı da Aşağı Kavron Yaylası ile aynı köyler ortak kullanmaktadır. Nüfus çok değişken olmakla birlikte Ağustos ayı başında 400 civarında olmaktadır. Zaman zaman bu sayının 1000’e yaklaştığı da yayla sakinleri tarafından dile getirilmektedir. Ancak bu nüfusun büyük bir bölümünün hayvancılık değil tatil amaçlı olarak yaylada bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır. Yaylaya göçler Haziranın ilk haftasında başlamakta, Ekim sonu itibariyle yayla boşalmaktadır. Ancak bazı turistik tesisler ile birkaç aile Kasım ayı başına kadar yaylada kalmaktadırlar. Yaylada yapılan 2000 yılı tespitlerine göre konut sayısı 120, yıkık ev sayısı (ocaklık) ise 60 olarak bulunmuştur
Yayladaki yapıların büyük çoğunluğu taş-ahşap malzemenin birlikte kullanımıyla inşa edilmiştir. Ancak tamamen ahşap ya da taş malzemeden yapılmış konutlar da mevcuttur.
Yayladaki ticari konaklama birimlerinde toplam 22 adet yatak bulunmaktadır. Kaçkarlara Kuzeyden tırmanmak isteyenlerin konaklayabilecekleri son nokta olan bu yayla bu işlevi nedeniyle önemli bir taleple karşı karşıyadır. Yayla sınırları içerisinde Kaçkar Dağı eteklerinde olan 7 göl yaklaşık 18.5 Ha toplam yüzeyle araştırma alanı içersinde Verçenik Tepe Göllerinden sonra ikinci en önemli göl alanı niteliğini taşımaktadır.
Palakcur Yaylası:
Çalışma alanının kuzeydoğu köşesini oluşturan bu yayla 2100 m rakımda bir vadi yamacında kurulmuştur ve üç mahalleden oluşmaktadır. Ardeşen-Beyazkaya, Hala ve Civik köyleri tarafından kullanılmaktadır. Ayder’e 5.5 km, İlçeye ise 25.5 km uzaklıktadır. Milli park sınırının dışında kalmaktadır. Nüfus Temmuz sonlarından itibaren 85 kişiye kadar çıkmaktadır. Yaylaya çıkışlar 30 Mayıs itibarıyla başlamakta ve Ekim ayının üçüncü haftasında yayla tamamen boşalmış olmaktadır. Hepsi ahşap ancak alt bölümleri taş olan 23 sağlam, 14 yıkık (ocaklık) ev bulunmaktadır.
Elektrik olmayan yaylaya yol 15 yıl önce ulaşmıştır. Konutların içinde su bulunmamaktadır. Konutlarda piknik tüp ve odun yakılmakta ancak tezek de kullanılmaktadır.
Pokut Yaylası:
Sal Yaylasının bir km doğusunda 1950-2050 m yükseltiler arasında kurulmuş, 4 mahalleden oluşan, ilçeye 24 km, araç yoluna ise 1 km mesafede olan bir yayladır. Çamlıhemşin Konaklar Mahallesi, Ortan Köyü ve Boğaziçi Köyü vatandaşları tarafından kullanılan yaylaya Haziran başında çıkılmakta, eylül ortasında ise Yayladan inilmektedir. Eski yıllarda olduğu gibi toplu çıkış ve inişler yaşanmamakta, daha çok tatil amaçlı kullanım nedeniyle yaylaya çıkışlar farklı tarihlere rastlayabilmektedir.
Yaylada 55 adet mesken bulunmakta bunların sadece 5 tanesi taş-ahşap, kalanların ise taş kaide üzerinde tamamen ahşaptır. Bu konutların 35 tanesi meskun durumdadır. Bu sayı yıldan yıla farklılıklar gösterebilmektedir. Pokut Yaylasının en kalabalık olduğu günlerdeki yaz ortası nüfusu 170 kişi olarak tespit edilmiştir.
Yayla, 20 yatak kapasitesi ile aynı zamanda turistik konaklamalara da olanak vermektedir. Yayla yerleşim büyüklüğü 16 hane kadardır.
SAL YAYLASI
Yayla sınırları itibariyle yaklaşık 402 Ha’lık bir bölümü aynı zamanda milli parkın da içinde olan Sal Yaylası ilçeye 23 km uzaklıkta ve 2000-2050 m rakımda orman içi açıklıkta kurulmuştur. 2000 yılına kadar yaylaya ulaşmamış olan karayolu, 2001 yılında yaylaya kadar ulaşmış durumdadır. Yayla merkezi milli park sınırları dışında kalmaktadır. Şenyuva Köyünün yaylasıdır. Ancak hayvancılıktan çok tatil amaçlı bir yayla konumundadır. Mayıs sonu ile Haziranın ilk haftasında yaylaya çıkışlar başlamakta, Ekim ayı başlarında ise yayla boşalmaktadır. Yaz döneminde nüfus en fazla 130 civarında olmaktadır. Hepsinin ana yapı malzemesi ahşap olan toplam 45 konut bulunmaktadır (Şekil 46). Bu konutların bazılarının alt bölümleri taş duvarlardan oluşmaktadır. Yıkık ev (ocaklık) sayısı 3’tür. Yayladaki evlerin 41 tanesi yazın belirli zamanlarında kullanılır durumdadır.
Hacivanak Yaylası: Milli parkın en yüksekte konumlanmış ikinci yaylası olan Haçivanak, Elevit Yaylasının güneyinde 2600 m rakımda kuzeybatı bakılı yamaç üzerinde kurulan ve üç mahalleden oluşan bir yerleşimdir. Aslında Elevit Yaylasının yukarı yaylası olarak kullanılan Haçivanak Yaylasına, Çamlıhemşin, Yolkıyı, Şenköy ve Zilkale Köyü sakinleri çıkmaktadır. Karayoluna 6.5 km, İlçe merkezine ise 41 km uzaklıktadır. Yayla nüfusu Temmuz ayı ortalarında en yüksek değeri olan 50 kişiye yükselmektedir.
Elevit Yaylası:
Milli parkın önemli yerleşim yerlerinden biri de Elevit Yaylasıdır (1900 m). Farklı köylerden gelinen 5 mahalleden oluşmaktadır. Çat Köyü, Ülkü Köyü, Şenköy, Şenyuva ve Zilkale Köylerinin yaylası olarak kullanılmaktadır. Hacıvanak ve Tirovit buzul vadilerinin birleşme noktasında kurulmuştur ve Çamlıhemşin İlçesine uzaklığı 34.5 km’dir. Resmi nüfus sayımlarına göre nüfusu 1990 yılında 26, 1997 sayımında ise 0’dır. Araştırma sırasında tespit edilen durağan yaz nüfusu 80 kişidir. Ancak yaz boyu kalan bu nüfusun dışında kısa süreli olarak İstanbul, İzmir ve Ankara’dan gelen yayla sakinleri ile kişi sayısı 500 civarına ulaşmakta, Ağustos ayı başlarında Vartavor eğlenceleri sırasında ise kısa süreli de olsa bu sayı 1000-1500 civarına kadar çıkmaktadır.
Toplam hane sayısı 96 olan köyde 15 civarında yıkık ev (ocaklık) bulunmaktadır
Sezon içerisinde kullanılan ev (şenlik) sayısı ise 90 adet düzeylerinde kalmaktadır. Yapılan görüşmelerde yaylacılığın yoğun yapıldığı yıllarda 250 hane bulunduğu ve hepsinin yıl içinde kullanıldığı söylenmiştir. Fırtına havzasının en güzel ev örneklerinin de bulunduğu, ahşap, taş-ahşap konakların yanında son yıllarda betonarme evlerin önemli sayılara ulaştığı ciddi görsel kirlilik oluşturduğu görülmektedir.
Yöresel yemek kültürü geleneksel kültürün en önemli parçalarından birini oluşturmaktadır. Mutfak zenginliği, yöreye gelen ziyaretçiler için önemli bir çekicilik unsurudur. Yemeklerin yapılışı ve kullanılan malzemeler aynı zamanda o yörenin ekolojisi, iklimi ve sosyo kültürel özellikleri hakkında da bilgi vermektedir. Doğu Karadeniz yemek kültürü, her yörede farklı özellikler göstermekle birlikte genel olarak pek çok ortak çeşitle temsil edilmektedir.
Bölgeye gelip de muhlama yememek olmaz. Bölgenin en bilinen ve en çok yapılan yemeklerinden olan muhlama tereyağı, peynir ve de mısır unu ile yapılır ve sıcak tüketilir. Yöre insanı tarafından bolca tüketilmesine rağmen oldukça kalorili olan bu yemek ziyaretçilere ağır gelebilir. Milli park içinde bulunan restoranların, otellerin ve pansiyonların hepsinde muhlama yiyebilirsiniz.
Tereyağında yapılmış alabalık ise diğer tercih edebileceğiniz seçeneklerden biridir. Kaçkar Dağları'nın buz gibi sularında yetiştirilen alabalıklar mısır unu ve tereyağı ile tavada pişirilir ve çoban salatasıyla veya soğanla beraber seris yapılır. Alabalığın lezzetine tereyağın lezzeti de lezzet katar. Kesinlikle yenilmesi gereken yemeklerdendir. Yine milli park içinde bir çok restoran, otel ve pansiyonda alabalık yiyebilirsiniz.
Bu arada Rize'de yetiştirilen çayın da tadına en güzel Karadeniz dağlarında varılır. Kaçkar Dağları'na gidip de taze demli çay içmeden gelmeyin.
Rize bölgesine özgü diğer yemek çeşitleri şunlardır: Mısır Ekmeği, fasulye çorbası, hopi (içiyle birlikte kurutulmuş fasülye) çorbası, kabak çorbası, arpa çorbası, fasülye tavalısı, turşu kavurma veya turşu tavalısı, pazı tavalısı veya pazı kavurması, tomara tavalısı veya kavurması, pazı dolması, lahana haşlaması, ezme lahana veya vurma lahana, lahana sarması veya etli lahana dolması, ısırgan yemeği, hamsili ekmek, hamsili pilav, hamsi köftesi, hoşmer, çumur, termoni, laz böreği, kabak sütlacı, pekmezli kabak.
Günübirlik ziyaretçiler dışında kendi olanaklarını kullananlar hariç tüm turistler Kaçkar Dağları Milli Parkı ve yakın çevresinde bulunan otelleri kullanmaktadırlar. Bu otellerin sahip olduğu 887’si Ayder’de olan 934’ü belediye belgeli toplam 1060 adet yatak özellikle yılın Temmuz ve Ağustos aylarında önemli oranda doluluk göstermektedir. Ayder’de bulunan 887 belediye belgeli yatağın 500 kadarı ortalama kalite standartlarına sahiptir.
Bu oteller ve iletişim adresleri aşağıda verilmiştir:
Aynı zamanda milli parkta kamp da yapılabilmektedir. Özellikle yürüyüş rotalarının en meşhur kamp yeri Karadeniz gölü ve Dilber düzüdür. Buralarda çadırlı kamp yapmak mümkündür.
Tesis Adı
|
Telefon
|
Bulunduğu Yer
|
Ahşap Pansiyon
|
0 (464) 657 21 62
|
Ayder
|
Altıparmak Pansiyon
|
0 (464) 657 20 62
|
Ayder
|
Ayder Koru Otel
|
0 (464) 657 20 83
|
Ayder
|
Ayder Turizm Tesisleri
|
0 (464) 657 20 37
|
Ayder
|
Bozacıoğlu Pansiyon
|
0 (464) 657 21 65
|
Ayder
|
Cihan Otel
|
0 (464) 657 20 87
|
Ayder
|
Çağlayan Otel
|
0 (464) 657 20 73
|
Ayder
|
Çamyuva Pansiyon
|
0 (466) 832 20 01
|
Yaylalar
|
Deniz Gölü Pansiyon
|
0 (466) 832 21 05
|
Olgunlar
|
Doğa Harikası Pansiyon
|
0 (464) 657 21 34
|
Ayder
|
Dolunay Apart
|
|
Ayder
|
Fora Pansiyon
|
0 (464) 657 21 53
|
Ayder
|
Haşimoğlu Otel
|
0 (464) 657 20 37
|
Ayder
|
İnka Dağ Evi
|
|
Ayder
|
Kaçkar Pansiyon
|
0 (466) 832 20 47
|
Olgunlar
|
Kardelen Pansiyon
|
0 (464) 657 21 07
|
Ayder
|
Kervansaray Otel
|
0 (464) 657 20 62
|
Ayder
|
Köksal Pansiyon
|
0 (464) 657 21 67
|
Ayder
|
Kuşpuni Dağ Evi
|
0 (464) 657 20 52
|
Ayder
|
Lilgum Dağ Evi
|
0 (464) 657 22 23
|
Ayder
|
Olgunlar Pansiyon
|
0 (466) 832 20 44
|
Olgunlar
|
Cancık Otel
|
0 (464) 657 41 20
|
Çat
|
Piriokoğlu Otel
|
0 (464) 657 50 84
|
Ayder
|
Saray Otel
|
0 (464) 657 21 75
|
Ayder
|
Serender Pansiyon
|
0 (464) 657 22 01
|
Ayder
|
Sis Otel
|
0 (464) 657 20 30
|
Ayder
|
Şahin Pansyion/Cafe
|
0 (464) 651 75 12
|
Yukarı Kavron
|
Üç Hanlar Aile Pansiyonu
|
0 (464) 657 21 21
|
Ayder
|
Vesile Otel
|
0 (464) 657 21 10
|
Ayder
|
Yaylacı Otel
|
0 (464) 657 20 24
|
Ayder
|
Yeşil Vadi Tesisleri
|
0 (464) 657 20 50
|
Ayder
|
Zirve Ahşap pansiyon
|
0 (464) 657 21 77
|
Ayder
|
ROTALAR
Son yıllarda kıyı turizmi ve onun yoğun aktiviteye karşın gelişen alternatif turizm olgusunun en ilgi çeken etkinliklerinden biri trekking ve hikingdir. Zorlu doğa yürüyüşü olarak ifade edebileceğimiz trekking için tüm Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Doğu Karadeniz’in pek çok bölgesi çok uygun parkurları içermektedir. Bunlar arasında öncelikle belirtilmesi gereken parkurlar şunlardır:
Bu rotalardan en çok bilineni ve talep göreni, trans-kaçkar adı verilen Yusufeli Yaylalar Köyü ile Ayder arasında yapılan yürüyüştür. Belirlenen yukarıdaki ana rotalar dışında çok sayıda daha küçük parkurlar bulmak da olasıdır. Ayrıca alanın büyük bölümüne araç yolunun ulaşıyor olması ve çok yoğun patika sisteminin varlığı yürüme güzergahlarının zorluk derecesini de düşürmektedir. Ancak özellikle araç yolu olmayan alanlar ile yüksek yaylalar bölümlerindeki parkurlar arasında, planlanmış bir dinlenme ya da kamp alanı ile herhangi bir yönlendirme işaretinin bulunmaması ise mevcut kolaylıkların ötesinde önemli sorunlar doğurabilmektedir.
Zilkale, Çat, Elevit, Tirovit, Amlakit ve Yukarı Kavron, Sal, Pokut, Olgunlar (Yaylalar) ve Çiçekli yaylalarında konaklama olanakları mevcuttur.
REHBERLER
Adı Soyadı: Adem Kesimal
Nereli: Çamlıhemşin
Doğum Tarihi: 10/10/1978
Eğitimi: Biyoloji Lisans
İlgi Alanları: Doğa, çevre, biyolojik çeşitlilik, kayak
Tel: 0 505 625 97 90 - 0 535 512 78 09
E-mail: akesimal@gmail.com
Adres: 75. Yıl İlköğretim Okulu Karşıyaka Mah. Merkez 12000 Bingöl
Ayder’ i en yakından tanıyan rehber
Adı Soyadı: Halil İbrahim İSMAİLOĞLU ( *****)
Nereli: Çamlıhemşin - Rize
Doğum Tarihi: 01/08/1985
Eğitimi: Üniversite öğrencisi
İlgi Alanları: Doğa, dağ rehberliği,kayak, dağcılık
Tel: 0464 6517207- 0546 4833453- 0535 8571393
E-mail: Adres: djukala53@hotmail,yahoo,mynet,gmail.com
Adı Soyadı: Egemen Çakır
Nereli: Nazilli - Aydın
Doğum Tarihi: 09/04/1978
Eğitimi: Orman Mühendisi - Eko-turizm Rehberi
İlgi Alanları: Dalış, doğa yürüyüşü, kayak, yüzme, diğer doğa sporları
Tel: 0 537 659 97 23 - 0 505 794 58 01 - 0 256 445 60 05
E-mail: egemen_cakir@yahoo.com
Adres: Cumhuriyet Mah. Kubilay Cad. 1. Sok. No:3 Yenice - Karacasu - AYDIN 09390
Adı Soyadı: Köksal Çolak
Nereli: Çayeli
Doğum Tarihi: 04/08/1991
Eğitimi: Lise Öğrencisi
İlgi Alanları: Doğa Sporları, futbol, tekvando
Tel: 0 536 344 80 57
E-mail: koksalcolak@hotmail.com
Adres: Ömer Altuğ Cad. No: 70 Ayder / Çamlıhemşin / Rize
Adı Soyadı: Mehmet Ballı
Nereli: Çamlıhemşin
Doğum Tarihi: 13/10/1985
Eğitimi: Üniversite Öğrencisi
İlgi Alanları: Futbol, kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü
Tel: 0 544 770 64 83 - 0 536 729 60 28
E-mail: trex_53@hotmail.com
Adres: Güroluk Köyü Çalımhemşin / Rize
Adı Soyadı: Nadir Demirci
Nereli: Çamlıhemşin - Rize
Doğum Tarihi: 08/08/1965
Eğitimi: Lise Mezunu
İlgi Alanları: Doğa
Tel: 0 537 243 16 48
E-mail: nadirdemirci@hotmail.com
Adres: Kardelen Pansiyon/Restorant Ayder Çamlıhemşin Rize Türkiye
Adı Soyadı: Oktay Alkan
Nereli: Yusufeli
Doğum Tarihi: 12/10/1987
Eğitimi: Üniversite Öğrencisi
İlgi Alanları: Rafting, doğa yürüyüşü, futbol, bilgisayar, seyahat ve müzik
Tel: 0 466 811 36 20 - 0 537 208 02 44
E-mail: oktay_378@hotmail.com
Adres: Greenpeace Camping Arıklı Mah. Yusufeli / Artvin
Adı Soyadı: Sönmez Tümay
Nereli: Çamlıhemşin - Rize
Doğum Tarihi:
Eğitimi: Lise Mezunu
İlgi Alanları: Doğa ve dağ rehberliği
Tel: 0 537 243 16 48
E-mail: Adres: Kardelen Pansiyon/Restorant Ayder Çamlıhemşin Rize Türkiye
ULAŞIM
Ayder güzergahından ulaşım; 16 km uzaklıktaki Ayder Yaylasından başlar. Ayder Yaylasında ülkemizin sayılı kaplıcalarından olan Ayder Kaplıcası bulunmaktadır. Bu yayla Milli Park Sahası içinde olmakla birlikte Turizm Merkezi ve Belediye Mücavir alam kapsamındadır. Yeni gelişmekte olan bir yerleşim birimidir.
Ayder güzergahından Kaçkar Dağlarına ulaşım: Ayder Yaylasını takiben Kalegon Mevkiine, Kalegon Mevkiinden Avusor Yaylası ve Galer düzü mevkilerine çıkılır. Galer düzü mevkiinden Yalanı Yayla, Palakçur Yayla, Aşağı Ceymakcur Yayla ve Aşağı Kavron Yaylalarına çıkılır.
A.Kavron Yaylasından araçla Y.Kavron Yaylasına çıkılır. Burada kahve ve pansiyonlar mevcuttur . Buradan yaya olarak Göller Mevkiinden geçerek Serdar'in Sırtına ulaşılır, buradan Kaçkar Dağı Buzulları izlenir. Serdar'in Sırtından zor bir parkur olmasına rağmen mezovit ( Öküz Yatağı) Mevkiine inilir. Buradan profesyonel dağcılar buzullardan tırmanarak zirveye çıkabilir.
Ayrıca Galler Düzü Mevkiinden A.Ceymakcur Yaylası ve Y.Ceymakcur Yaylasından Kaçkar Dağına (3937 m) ulaşım, Ceymakcur Geçidi aşılarak sağlanır. Bu güzergah amatör dağcılar için de uygundur.
Kaçkar Dağına (3937 m) ulaşım, Artvin- Yusufeli İlçesinden de sağlanılabilir. Artvin-Yusufeli İlçesinden araçlarla Hevek (Yaylalar) Köyü' ne (57 km), köyden de Olgunlar mahallesine (3 km) ulaşılır. Buradan yaya olarak Dilberdüzü mevkiine çıkılarak kamp yapılır. Deniz Gölünden geçilerek Kaçkar Dağı zirveye çıkılır. Ancak Kaçkar Dağlarında gezmek isteyen bütün gurup ve ilgililere rehber almaları tavsiye edilmektedir. ( Çünkü aniden sis bastırması, hava şartları, patika yollardan yönlerini kaybetme vb. olumsuzluklarla karşılaşılabilir ).
Kaçkar Dağlarına ulaşım Zilkale güzergahından da sağlanmaktadır. Çamlıhemşin İlçesinden ulaşım sırası ile Ülkü Köy ( Çinçiva ), Zilkale Harabe , Zilkale Köyü , Meydan köy, Çat Köyü, Elevit (Yaylaköy), Trovit yayla, Palovit Yayla, Amlakit Yayla ve Hapivanak Yaylalarına araçla gidilebilir. Bu yaylalardan yaya olarak Samistal Yaylasından geçerek Y. Kavron Yaylasından Kaçkar zirveye çıkılabilir.
Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde önemli yeri olan Palovit Vadisi, Zilkale Harabesini geçtikten sonra Palovit yol ayrımından başlar. Sola ayrılan yoldan takriben 3 Km. de Palovit Şelalesi bulunmaktadır. Oldukça güzel bir şelaledir. Bu şelaleden yaya olarak Hazindak Yayla, Pokut ve Sal Yaylalarına yaya olarak çıkılır. Havanın açık olması halinde , Kaçkar Zirve, Kemerli Kaçkar Altıparmak Dağları bir tablo gibi Sal Yaylasında karşınıza çıkar. Ayrıca Hazindak yaylasından yaya olarak Pokut Yayla, Sal Yayla, Samistal Yayla, Amlakit Yayla, Palovit Yayla ve Hapivanak Yaylalarına geçilebilir.
Çat Köyünden ikinci bir güzergah Verçenik Dağına ( 3907 m) yönelir. Sırası ile Kaleköy yol ayrımı, Sıraköy, Ortaköy' den sonra Verçenik Dağına giden yol sola ayrılır. Sağ yönde devam edilirse Başköy ve Baldaş' ı aşan yol takip eder. Başköy' den Sol Vadi Çermeşk yaylası ve Çermeşk Gölüne gider. Ortaköy' den Verçenik Yaylasına doğru araçla yola devam edilir (7 km).
Verçenik Yaylasından sonra yaya olarak Göller Bölgesi ve Verçenik Dağına çıkılır (3907 m). Kaleköy yol ayrımından Karşıköy ve Kale Köyüne çıkılır. Kaleköy' de Kale-i Bala (Yüksek kale) harabesi bulunmaktadır. Kale Köy' den Çiçekli Yayla ve Baş yaylaya araçla çıkılabilir. Baş yayladan Hacıvanak Yaylasına yaya inilebildiği gibi, Elevit ( Yaylalar) Köyünden de yaya olarak çıkılabilir.
Kaçkar Dağları Milli Park sahasında 11 köy ve 44 yayla bulunmaktadır. Bu köy ve yaylara araç ile ulaşım (dolmuşlarla ) Rize İli Pazar İlçesi ve Artvin İli Yusufeli İlçelerinden sağlanmaktadır.